Milli Görüş, Türkiye’de İslami değerler doğrultusunda bağımsızlık, adalet ve kalkınmayı savunan siyasi ve toplumsal bir harekettir. 1969 yılında Necmettin Erbakan tarafından başlatılan bu hareket, Batı yanlısı politikaların karşısında yer alarak, İslam dünyasının birliği ve Türkiye'nin kendi değerlerine dayanan bağımsız bir kalkınma modeli oluşturmasını amaçlamıştır.
Necmettin Erbakan, Türkiye'nin Batı’ya bağımlı hale getirildiğini, bu durumun hem ekonomik hem de manevi çöküşe yol açtığını savunmuş ve İslam dünyasının birlik içinde olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu çerçevede Erbakan, Türkiye’deki Müslüman halkın milli ve manevi değerlere sahip çıkması için bir siyasi hareketin gerekliliğine inanmıştır. Bu düşüncelerle Milli Görüş Hareketi'ni başlatmıştır.
1969 yılında bağımsız milletvekili olarak seçilen Necmettin Erbakan, bu zaferin ardından 1970 yılında Milli Nizam Partisi'ni (MNP) kurmuştur. Ancak, parti İslamcı düşünceleri savunduğu gerekçesiyle kısa sürede kapatılmıştır. Bu kapatmanın ardından 1972'de Milli Selamet Partisi (MSP) kurulmuş ve bu parti Türkiye siyasi hayatında önemli bir aktör olmuştur. MSP, 1974’te Bülent Ecevit'in başbakanlığında kurulan koalisyon hükümetinde yer almış, bu dönemde Kıbrıs Barış Harekatı gerçekleştirilmiştir. Bu harekat, Milli Görüş Hareketi'nin Türkiye'nin bağımsız dış politikasına verdiği önemi göstermiştir.
1980 askeri darbesi sonrası tüm partilerle birlikte Milli Selamet Partisi de kapatılmıştır. Ancak Milli Görüş Hareketi, 1983 yılında Refah Partisi ile yeniden siyasete dönmüştür. Refah Partisi, özellikle 1990’larda büyük bir halk desteği kazanmış ve 1995 genel seçimlerinde birinci parti olmuştur. 1996 yılında Necmettin Erbakan, Türkiye'nin ilk İslamcı başbakanı olarak Refah-Yol hükümetini kurmuştur. Bu dönemde, adil ekonomik düzenin kurulması ve İslam dünyasıyla daha güçlü ilişkiler geliştirilmesi hedeflenmiştir.
Erbakan hükümeti, Batı'nın kapitalist sistemine ve küresel finans sistemine karşı adil bir ekonomik düzen önermiş, D-8 olarak bilinen gelişen Müslüman ülkeler birliğini kurmuştur. Bu birlik, Türkiye, Pakistan, Bangladeş, İran, Endonezya, Malezya, Mısır ve Nijerya'nın katılımıyla oluşturulmuş ve İslam dünyasının ekonomik ve siyasi gücünü birleştirmeyi amaçlamıştır. Bu adımlar, Milli Görüş’ün sadece Türkiye'de değil, tüm İslam dünyasında etkili bir hareket olduğunu göstermiştir.
1997 yılında Erbakan hükümetine karşı gerçekleştirilen 28 Şubat süreci, Milli Görüş Hareketi’nin siyasi arenadaki etkisini zayıflatmış, Refah Partisi kapatılmış ve Erbakan siyasetten men edilmiştir. Ancak bu zorluklara rağmen hareket varlığını sürdürmüş ve 1998 yılında Fazilet Partisi kurulmuştur. Fazilet Partisi de kısa süre sonra kapatılmış, bu süreçte Milli Görüş Hareketi içerisinde farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Hareketin bir kısmı, yenilikçi bir çizgi benimseyerek AK Parti’yi kurarken, diğer kısmı Saadet Partisi çatısı altında yoluna devam etmiştir.
Saadet Partisi, Erbakan’ın liderliğinde Milli Görüş çizgisini sürdürerek, Türkiye’de İslami değerler ve adalet üzerine kurulu bir siyasetin temsilcisi olmaya devam etmiştir. Milli Görüş Hareketi, Saadet Partisi ile birlikte günümüzde de Türkiye siyasetinde varlığını sürdürmekte, adil bir düzen, bağımsız bir Türkiye ve İslam dünyasının birliği için mücadele etmektedir. Ayrıca, harekete bağlı birçok sivil toplum kuruluşu ve vakıf, toplumsal hayatta aktif rol oynamaktadır.
Milli Görüş Hareketi, Türkiye’nin manevi değerleriyle ekonomik bağımsızlığını birleştirmeyi hedefleyen bir misyonla yola çıkmış ve bu doğrultuda büyük mücadeleler vermiştir. Hareketin, Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve toplumsal yapısında bıraktığı izler hala devam etmektedir ve Milli Görüş, Türkiye'nin kalkınmasında ve İslam dünyasının dayanışmasında önemli bir hareket olarak kabul edilmektedir.